Eserleri » Hacc Amelleri
Arama:
3. Necasetten temiz olmak. →
← 1. Niyet
2. Büyük ve küçük hadesten temiz olmak
Buna göre hadesli iken tavaf edenin tavafı batıldır. Bilerek, bilmeyerek veya unutarak olması arasında fark yoktur.
285- İhramlı tavaf ederken bir hades meydana gelirse birkaç şekil söz konusu olur.
1) Dördüncü turdan önce olursa; taharet (abdest veya gusül) alıp tavafı yeniden yapmalıdır. Meşhur görüşe göre, dördüncü turun yarısından sonra ve tamamlanmadan önce hades vuku bulursa da hüküm aynıdır.
2) Dördüncü tur tamamlandıktan sonra elinde olmadan hades vuku bulursa; tavafını kesmeli, taharet aldıktan sonra kaldığı yerden tavafını sürdürüp tamamlamalıdır.
3) Dördüncü tur tamamlandıktan sonra elinde olaraktan hades vuku bulursa; tavafını kesip taharet aldıktan sonra kaldığı yerden tavafını sürdürüp tamamlamalı ve tavafı yeniden bir kez daha yapmalıdır.
286- Tavafa başlamadan önce taharetli olup olmadığında şek ederse; daha önce taharetli olduğunu biliyor, sonra hades vuku bulduğuna ihtimal veriyorsa, taharetli olduğuna karar vermelidir. Daha önce taharetli olduğunu bilmiyorsa tavaftan önce taharet almalıdır.
Tavaf esnasında şek eder ve daha önce taharetli olduğunu bilirse yine taharetli olduğuna hükmetmelidir. Ama önceden taharetli olduğunu bilmiyorsa; bu şekki dördüncü tur tamamlanmadan olursa, taharet almalı ve tavafı yeniden başlamalıdır. Eğer dördüncü tur tamamlandıktan sonra şek ederse, taharet aldıktan sonra tavafı kaldığı yerden tamamlanmalıdır.
287- Tavafı tamamladıktan sonra, tavaf esnasında taharetli olup olmadığında şek ederse, şekkine itina etmesi gerekmez. Her ne kadar onu ikinci kez yapması daha iyi ise de. Ama tavaf namazı için mutlaka taharet almalıdır.
288- Mükellef, bir mazeretinden dolayı abdest alamıyorsa, mazeretinin bertaraf olacağından ümitsiz olursa teyemmüm edip tavafı yapmalıdır. Teyemmüm de edemiyorsa aslen tavaf edemeyen insan hükmündedir. Taharetin gerçekleşeceğinden tamamen ümitsiz olursa, tavaf için naip tutmalıdır. Kendisinin de taharetsiz tavaf etmesi evla ve ihtiyata uygundur.
289- Aylık adet görmüş veya doğurmuş olan kadın, hayız ve nifas dönemleri geçtikten sonra ve aynı şekilde cünüp olan kimse tavaf için gusül etmelidirler. Eğer gusledemez ve mümkün olacağına dair de ümitsiz olurlarsa teyemmümle tavaf etmelidirler. Ayrıca naip de tutmaları evla ve ihtiyata daha uygundur. Eğer teyemmüm edecek güçleri olmaz ve bu güce kavuşacaklarına da ümitleri kalmazsa naip tutmaları vaciptir.
290- Kadın temettü umresinde, ihramdan önce ya ihram esnasında veya ondan sonra ve tavafa başlamadan önce aylık adet görürse; bu durumda adet günlerini geçirip hac zamanı yaklaşmadan umre amellerini yapacak kadar zaman olursa; adet günleri geçinceye kadar sabretmeli, sonra guslederek umre amellerini yapmalıdır. Ama yeterince zamanı olmazsa iki durum söz konusudur:
1) İhramdan önce veya ihram sırasında adet olursa; haccı ifrad haccına dönüşür. İfrad haccını tamamladıktan sonra gücü ve imkânı varsa müfrede umresinin amellerini yerine getirmelidir.
2) İhramdan sonra adet görürse; birinci durumda zikredildiği gibi ifrad haccına geçmesi ihtiyata daha uygundur. Elbette zahiren temettü umresinde baki kalabilir, tavaf ve tavaf namazı dışındaki amelleri yerine getirebilir. Yani sa’y ve taksir eder, ondan sonra hac ihramı bağlar, Mina amellerini tamamlayıp Mekke’ye döndükten sonra, hac tavafını yapmadan umre tavafını yapar ve namazını kılar.
Eğer hayız durumunun devam edeceğine, Mina’dan döndükten sonra kafile sabretmediğinden dolayı da olsa, tavaf edebilecek gücü olmayacağına emin ise, tavaf ve tavaf namazı için naip tutmalıdır. Onları tamamladıktan sonra şahsen say etmelidir.
291-Kadın ihram halinde iken, tavaf esnasında aylık adet görürse; dördüncü tur tamamlanmadan önce olursa, tavafı batıldır. Hüküm de, önceki meselede söylendiği gibidir. Dördüncü turdan sonra olursa, yaptığı miktar sahihtir. Geri kalanını da adet günleri bittikten sonra guslederek yapmalıdır. Birinci tavaf tamamlandıktan sonra olursa, yenilenmesi evla ve ihtiyata daha uygundur. Bu; hac zamanı gelmeden zikredilenleri yapacak kadar zamanın geniş olması durumundadır. Zaman yeterli değilse, sa’y ve taksir edip hac ihramı bağlamalıdır. Mina amellerini yapıp döndükten sonra hac tavafı yapmadan, umre tavafının geri kalanını daha önce söylediğimiz şekilde kaza etmelidir.
292- Kadın tavaftan sonra ve tavaf namazını kılmadan önce adet olursa, tavafı sahihtir. Âdeti sona erip guslettikten sonra tavaf namazını kılmalıdır. Eğer zaman dar olursa, sa’y ve taksiri yapıp tavaf namazını Mina’dan döndükten sonra ve hac tavafından önce kılmalıdır.
293- Eğer kadın tavaf yapıp tavaf namazını kıldıktan sonra adet olduğunu hisseder ama adet başlangıcını tavaftan önce mi, tavaf esnasında mı veya namazdan önce mi, namaz kılarken mi, namazdan sonra mı olduğunu bilmezse, tavafının ve namazının doğru olduğuna hükmedilir.
Namaz kılmadan önce veya namaz esnasında adet olduğunu bilirse, önceki meselede zikredilen hükmün kapsamına girer.
294- Kadın temettü umresi için ihram bağlar ve amellerini yapma gücü olursa, amelleri geciktirdiği taktirde de adet olacağını ve sonra da zaman darlığı yüzünden amellerini yapamayacağını bilirse ve aynı zamanda adet görünceye kadar imkânı olduğu halde yapmaz ve hac vaktinden önce zaman darlığı yüzünden umre amellerini yapma fırsatı bulamazsa, zahiren umresi bozulur. Tavaf bölümünün başlarında zikrettiğimiz hüküm kapsamına girer.
295- Müstehap tavafta küçük hadesten temiz olmak şart değildir. Fakihler arasında meşhur olan görüşe göre büyük hadesten de temiz olmak şart değildir. Ama namazında taharet şarttır. Taharetsiz tavaf sahih değildir.
296- Mazereti olduğundan dolayı taharetini (yani abdest ve guslünü) özel bir şekilde yapabilen biri, bu taharetle yetinmelidir. Böyle bir insanın hükmü; cebire abdesti olan veya bir hastalıktan dolayı idrar ve gaitasını önleyemeyen kimsenin hükmü gibidir. İmkânı olursa hem kendisi tavaf edip namazını kılmalı, hem de her ikisi için naip tutmalıdır.
Ama istihaze olan kadın, istihazesi az ise, tavaf için bir abdest almalı, tavaf namazı için de bir abdest daha almalıdır. Eğer istihazesi orta ise tavaf ve tavaf namazı için bir gusül yapmalı ve her ikisi için birer abdest almalıdır. Eğer istihazesi kesire ise, her biri için ayrı ayrı gusül almalıdır. Abdeste almasına gerek yoktur. Elbette bu küçük hadesin vuku bulmaması durumundadır. Aksi taktirde ihtiyaten ve evla olan abdest de almasıdır. (İstihaze ve çeşitleri hakkında tam ilmihal kitaplarından bilgi edinebilirsiniz.)
3. Necasetten temiz olmak. →
← 1. Niyet
285- İhramlı tavaf ederken bir hades meydana gelirse birkaç şekil söz konusu olur.
1) Dördüncü turdan önce olursa; taharet (abdest veya gusül) alıp tavafı yeniden yapmalıdır. Meşhur görüşe göre, dördüncü turun yarısından sonra ve tamamlanmadan önce hades vuku bulursa da hüküm aynıdır.
2) Dördüncü tur tamamlandıktan sonra elinde olmadan hades vuku bulursa; tavafını kesmeli, taharet aldıktan sonra kaldığı yerden tavafını sürdürüp tamamlamalıdır.
3) Dördüncü tur tamamlandıktan sonra elinde olaraktan hades vuku bulursa; tavafını kesip taharet aldıktan sonra kaldığı yerden tavafını sürdürüp tamamlamalı ve tavafı yeniden bir kez daha yapmalıdır.
286- Tavafa başlamadan önce taharetli olup olmadığında şek ederse; daha önce taharetli olduğunu biliyor, sonra hades vuku bulduğuna ihtimal veriyorsa, taharetli olduğuna karar vermelidir. Daha önce taharetli olduğunu bilmiyorsa tavaftan önce taharet almalıdır.
Tavaf esnasında şek eder ve daha önce taharetli olduğunu bilirse yine taharetli olduğuna hükmetmelidir. Ama önceden taharetli olduğunu bilmiyorsa; bu şekki dördüncü tur tamamlanmadan olursa, taharet almalı ve tavafı yeniden başlamalıdır. Eğer dördüncü tur tamamlandıktan sonra şek ederse, taharet aldıktan sonra tavafı kaldığı yerden tamamlanmalıdır.
287- Tavafı tamamladıktan sonra, tavaf esnasında taharetli olup olmadığında şek ederse, şekkine itina etmesi gerekmez. Her ne kadar onu ikinci kez yapması daha iyi ise de. Ama tavaf namazı için mutlaka taharet almalıdır.
288- Mükellef, bir mazeretinden dolayı abdest alamıyorsa, mazeretinin bertaraf olacağından ümitsiz olursa teyemmüm edip tavafı yapmalıdır. Teyemmüm de edemiyorsa aslen tavaf edemeyen insan hükmündedir. Taharetin gerçekleşeceğinden tamamen ümitsiz olursa, tavaf için naip tutmalıdır. Kendisinin de taharetsiz tavaf etmesi evla ve ihtiyata uygundur.
289- Aylık adet görmüş veya doğurmuş olan kadın, hayız ve nifas dönemleri geçtikten sonra ve aynı şekilde cünüp olan kimse tavaf için gusül etmelidirler. Eğer gusledemez ve mümkün olacağına dair de ümitsiz olurlarsa teyemmümle tavaf etmelidirler. Ayrıca naip de tutmaları evla ve ihtiyata daha uygundur. Eğer teyemmüm edecek güçleri olmaz ve bu güce kavuşacaklarına da ümitleri kalmazsa naip tutmaları vaciptir.
290- Kadın temettü umresinde, ihramdan önce ya ihram esnasında veya ondan sonra ve tavafa başlamadan önce aylık adet görürse; bu durumda adet günlerini geçirip hac zamanı yaklaşmadan umre amellerini yapacak kadar zaman olursa; adet günleri geçinceye kadar sabretmeli, sonra guslederek umre amellerini yapmalıdır. Ama yeterince zamanı olmazsa iki durum söz konusudur:
1) İhramdan önce veya ihram sırasında adet olursa; haccı ifrad haccına dönüşür. İfrad haccını tamamladıktan sonra gücü ve imkânı varsa müfrede umresinin amellerini yerine getirmelidir.
2) İhramdan sonra adet görürse; birinci durumda zikredildiği gibi ifrad haccına geçmesi ihtiyata daha uygundur. Elbette zahiren temettü umresinde baki kalabilir, tavaf ve tavaf namazı dışındaki amelleri yerine getirebilir. Yani sa’y ve taksir eder, ondan sonra hac ihramı bağlar, Mina amellerini tamamlayıp Mekke’ye döndükten sonra, hac tavafını yapmadan umre tavafını yapar ve namazını kılar.
Eğer hayız durumunun devam edeceğine, Mina’dan döndükten sonra kafile sabretmediğinden dolayı da olsa, tavaf edebilecek gücü olmayacağına emin ise, tavaf ve tavaf namazı için naip tutmalıdır. Onları tamamladıktan sonra şahsen say etmelidir.
291-Kadın ihram halinde iken, tavaf esnasında aylık adet görürse; dördüncü tur tamamlanmadan önce olursa, tavafı batıldır. Hüküm de, önceki meselede söylendiği gibidir. Dördüncü turdan sonra olursa, yaptığı miktar sahihtir. Geri kalanını da adet günleri bittikten sonra guslederek yapmalıdır. Birinci tavaf tamamlandıktan sonra olursa, yenilenmesi evla ve ihtiyata daha uygundur. Bu; hac zamanı gelmeden zikredilenleri yapacak kadar zamanın geniş olması durumundadır. Zaman yeterli değilse, sa’y ve taksir edip hac ihramı bağlamalıdır. Mina amellerini yapıp döndükten sonra hac tavafı yapmadan, umre tavafının geri kalanını daha önce söylediğimiz şekilde kaza etmelidir.
292- Kadın tavaftan sonra ve tavaf namazını kılmadan önce adet olursa, tavafı sahihtir. Âdeti sona erip guslettikten sonra tavaf namazını kılmalıdır. Eğer zaman dar olursa, sa’y ve taksiri yapıp tavaf namazını Mina’dan döndükten sonra ve hac tavafından önce kılmalıdır.
293- Eğer kadın tavaf yapıp tavaf namazını kıldıktan sonra adet olduğunu hisseder ama adet başlangıcını tavaftan önce mi, tavaf esnasında mı veya namazdan önce mi, namaz kılarken mi, namazdan sonra mı olduğunu bilmezse, tavafının ve namazının doğru olduğuna hükmedilir.
Namaz kılmadan önce veya namaz esnasında adet olduğunu bilirse, önceki meselede zikredilen hükmün kapsamına girer.
294- Kadın temettü umresi için ihram bağlar ve amellerini yapma gücü olursa, amelleri geciktirdiği taktirde de adet olacağını ve sonra da zaman darlığı yüzünden amellerini yapamayacağını bilirse ve aynı zamanda adet görünceye kadar imkânı olduğu halde yapmaz ve hac vaktinden önce zaman darlığı yüzünden umre amellerini yapma fırsatı bulamazsa, zahiren umresi bozulur. Tavaf bölümünün başlarında zikrettiğimiz hüküm kapsamına girer.
295- Müstehap tavafta küçük hadesten temiz olmak şart değildir. Fakihler arasında meşhur olan görüşe göre büyük hadesten de temiz olmak şart değildir. Ama namazında taharet şarttır. Taharetsiz tavaf sahih değildir.
296- Mazereti olduğundan dolayı taharetini (yani abdest ve guslünü) özel bir şekilde yapabilen biri, bu taharetle yetinmelidir. Böyle bir insanın hükmü; cebire abdesti olan veya bir hastalıktan dolayı idrar ve gaitasını önleyemeyen kimsenin hükmü gibidir. İmkânı olursa hem kendisi tavaf edip namazını kılmalı, hem de her ikisi için naip tutmalıdır.
Ama istihaze olan kadın, istihazesi az ise, tavaf için bir abdest almalı, tavaf namazı için de bir abdest daha almalıdır. Eğer istihazesi orta ise tavaf ve tavaf namazı için bir gusül yapmalı ve her ikisi için birer abdest almalıdır. Eğer istihazesi kesire ise, her biri için ayrı ayrı gusül almalıdır. Abdeste almasına gerek yoktur. Elbette bu küçük hadesin vuku bulmaması durumundadır. Aksi taktirde ihtiyaten ve evla olan abdest de almasıdır. (İstihaze ve çeşitleri hakkında tam ilmihal kitaplarından bilgi edinebilirsiniz.)