Eserleri » Tam İlmihal
Arama:
TALÂK İDDETİ →
← SÜT VERMEKLE İLGİLİ DİĞER HÜKÜMLER
TALÂK HÜKÜMLERİ
2457- Hanımından boşamak isteyen erkeğin, baliğ ve akıllı olması gerekir. On yaşında bir çocuk hanımını boşarsa, onunla ilgili ihtiyata uyulmalıdır. Aynı şekilde erkek, kendi isteğiyle hanımını boşamalıdır. Hanımını boşaması için onu mecbur ederlerse, verilen talâk batıldır. Aynı şekilde talâk verme kastı da olmalıdır. Buna göre talâk akdini şakayla veya sarhoşken okursa, sahih değildir.
2458- Kadın talâk esnasında hayız ve nifas (doğum) kanından pak olmalı, o paklıkta kocası onunla ilişkide bulunmamalıdır. Bu iki şartın daha geniş açıklaması ilerdeki meselelerde yapılacaktır.
2459- Kadına hayız ve nifaslı iken üç durumda talâk verilebilir.
1) Evlendikten sonra kocası onunla ilişkide bulunmazsa.
2) Hamile olduğu anlaşılırsa. Hamile olduğu anlaşılmaz kocası hayızlıyken talâk verir daha sonra hamile olduğu anlaşılırsa, verilen talâk batıldır. Talâkı yenileyerek ihtiyata uymak daha iyidir.
3) Erkek, kayıp olma veya herhangi bir sebepten her ne kadar kadının gizlenmesi olsa da, kadının hayız ve nifas kanından temiz olup olmadığını bilmezse talâk verebilir. Ancak bu durumda vacip ihtiyat gereği erkek kadından ayrıldığından en az bir ay geçmesi için sabretmeli daha sonra talâk vermelidir.
2460- Kadının pak olduğunu sanarak talâk verir, daha sonra pak olmadığı anlaşılırsa, yapılan talâk batıldır. Zikredilen durum bu hükmün dışındadır. Hayızlı olduğunu sanıp talâk verir daha sonra pak olduğu anlaşılırsa, yapılan talâk sahihtir.
2461- Hanımının hayız veya nifaslı olduğunu bilir ve ondan ayrılırsa mesela, yolculuğa çıkar ve ona talâk vermek isterse, eşinin hayız ve nifastan temizlendiğini kesin kanaat getirir veya itminan elde edene kadar sabretmelidir. Daha sonra onun temiz olduğunu anlarsa, talâk verebilir. Aynı şekilde şüphelenirse 2459. meselede açıklandığı gibi ihtiyata uymalıdır.
2462- Hanımından ayrılan erkek, hanımına talâk vermek isterse, onun hayız veya nifaslı olup olmadığını öğrenmelidir. Her ne kadar hanımının adet günlerinden veya şeriatta belirlenen diğer yollardan, (öğrenmeden) hanımına talâk verir, daha sonra temiz olmadığı anlaşılırsa, verilen talâk sahih değildir.
2463- İnsan, ister temiz olsun isterse hayızlı, hanımıyla ilişkide bulunur ve daha sonra talâk vermek isterse, bir daha hayız görüp temizleninceye kadar sabretmelidir. Ama kadın henüz dokuz yaşını doldurmamış veya hamile olduğu belliyse, ilişkiden sonra talâk verilebilir. Aynı şekilde kadın yeise olursa hüküm aynıdır.
2464- Hayız ve nifas kanından temiz olan bir kadınla ilişkide bulunulur ve talâk verilir, daha sonra talâk verilirken hamile olduğu anlaşılırsa, o talâk batıldır. Talâk tekrarlanmalı olsa da, ihtiyat terk edilmemelidir.
2465- Hayız ve nifas kanından pak olan hanımıyla ilişkide bulunur daha sonra ondan ayrılırsa, mesela, yolculuğa çıkar, yolculukta iken talâk vermek ister durumunu öğrenemezse, kadının kan görüp temizlenmesine kadar sabretmelidir. Vacip ihtiyat gereği o müddet bir aydan az olmamalıdır. Zikredilen kurallara uygun olarak talâk verir daha sonra talâkın ilk temizlikte olduğu anlaşılırsa, verilen talâk sahihtir.
2466- İnsan, herhangi bir sebepten dolayı hayız kanı görme yaşında olduğu halde hayız görmeyen karısını talâk vermek isterse, onunla ilişkide bulunduğu dönemden, onunla ilişkide bulunmamak şartıyla üç ay geciktikten sonra, talâk vermelidir.
2467- Talâk sahih Arapça ve talik kelimesiyle okunmalı ve iki erkek adil şahit onu duymalıdır.
Erkeğin kendisi talâkı okumak ister, eşinin ismi mesela, Fatma olursa, şöyle demelidir; (زَوْجَتِى فَاطِمَةُ هي طَالِقٌ ) “zevceti Fatıme hiye talik” yani eşim Fatıma serbesttir. Başka birisini vekil ederse, vekil şöyle demelidir;
( زَوْجَةُ مُوكَّلِى فَاطِمَةُ طَالِقٌ ) “zevcetu müvekkili Fatime talik.” Kadın belli olursa isminin söylenmesi gerekmez. Hazırda bulunursa ona işaret ederek, “hazihi talik” veya ona hitap ederek “enti talik” diyebilir.
Erkek kendisi talâk akdini Arapça okuyamaz, okumak için vekil de tutamazsa, talik kelimesinin karşılığı olan her dildeki bir kelimeyle okuyabilir.
2468- Geçici evliliğin talâkı olmaz. Kadının serbest olması, müddetin bitmesi veya erkek tarafından bağışlanmasıyla olur. Mesela şöyle der, müddeti sana bağışladım, yeterlidir. Şahit tutmasına ve kadının temiz olmasına da gerek yoktur.
TALÂK İDDETİ →
← SÜT VERMEKLE İLGİLİ DİĞER HÜKÜMLER
2458- Kadın talâk esnasında hayız ve nifas (doğum) kanından pak olmalı, o paklıkta kocası onunla ilişkide bulunmamalıdır. Bu iki şartın daha geniş açıklaması ilerdeki meselelerde yapılacaktır.
2459- Kadına hayız ve nifaslı iken üç durumda talâk verilebilir.
1) Evlendikten sonra kocası onunla ilişkide bulunmazsa.
2) Hamile olduğu anlaşılırsa. Hamile olduğu anlaşılmaz kocası hayızlıyken talâk verir daha sonra hamile olduğu anlaşılırsa, verilen talâk batıldır. Talâkı yenileyerek ihtiyata uymak daha iyidir.
3) Erkek, kayıp olma veya herhangi bir sebepten her ne kadar kadının gizlenmesi olsa da, kadının hayız ve nifas kanından temiz olup olmadığını bilmezse talâk verebilir. Ancak bu durumda vacip ihtiyat gereği erkek kadından ayrıldığından en az bir ay geçmesi için sabretmeli daha sonra talâk vermelidir.
2460- Kadının pak olduğunu sanarak talâk verir, daha sonra pak olmadığı anlaşılırsa, yapılan talâk batıldır. Zikredilen durum bu hükmün dışındadır. Hayızlı olduğunu sanıp talâk verir daha sonra pak olduğu anlaşılırsa, yapılan talâk sahihtir.
2461- Hanımının hayız veya nifaslı olduğunu bilir ve ondan ayrılırsa mesela, yolculuğa çıkar ve ona talâk vermek isterse, eşinin hayız ve nifastan temizlendiğini kesin kanaat getirir veya itminan elde edene kadar sabretmelidir. Daha sonra onun temiz olduğunu anlarsa, talâk verebilir. Aynı şekilde şüphelenirse 2459. meselede açıklandığı gibi ihtiyata uymalıdır.
2462- Hanımından ayrılan erkek, hanımına talâk vermek isterse, onun hayız veya nifaslı olup olmadığını öğrenmelidir. Her ne kadar hanımının adet günlerinden veya şeriatta belirlenen diğer yollardan, (öğrenmeden) hanımına talâk verir, daha sonra temiz olmadığı anlaşılırsa, verilen talâk sahih değildir.
2463- İnsan, ister temiz olsun isterse hayızlı, hanımıyla ilişkide bulunur ve daha sonra talâk vermek isterse, bir daha hayız görüp temizleninceye kadar sabretmelidir. Ama kadın henüz dokuz yaşını doldurmamış veya hamile olduğu belliyse, ilişkiden sonra talâk verilebilir. Aynı şekilde kadın yeise olursa hüküm aynıdır.
2464- Hayız ve nifas kanından temiz olan bir kadınla ilişkide bulunulur ve talâk verilir, daha sonra talâk verilirken hamile olduğu anlaşılırsa, o talâk batıldır. Talâk tekrarlanmalı olsa da, ihtiyat terk edilmemelidir.
2465- Hayız ve nifas kanından pak olan hanımıyla ilişkide bulunur daha sonra ondan ayrılırsa, mesela, yolculuğa çıkar, yolculukta iken talâk vermek ister durumunu öğrenemezse, kadının kan görüp temizlenmesine kadar sabretmelidir. Vacip ihtiyat gereği o müddet bir aydan az olmamalıdır. Zikredilen kurallara uygun olarak talâk verir daha sonra talâkın ilk temizlikte olduğu anlaşılırsa, verilen talâk sahihtir.
2466- İnsan, herhangi bir sebepten dolayı hayız kanı görme yaşında olduğu halde hayız görmeyen karısını talâk vermek isterse, onunla ilişkide bulunduğu dönemden, onunla ilişkide bulunmamak şartıyla üç ay geciktikten sonra, talâk vermelidir.
2467- Talâk sahih Arapça ve talik kelimesiyle okunmalı ve iki erkek adil şahit onu duymalıdır.
Erkeğin kendisi talâkı okumak ister, eşinin ismi mesela, Fatma olursa, şöyle demelidir; (زَوْجَتِى فَاطِمَةُ هي طَالِقٌ ) “zevceti Fatıme hiye talik” yani eşim Fatıma serbesttir. Başka birisini vekil ederse, vekil şöyle demelidir;
( زَوْجَةُ مُوكَّلِى فَاطِمَةُ طَالِقٌ ) “zevcetu müvekkili Fatime talik.” Kadın belli olursa isminin söylenmesi gerekmez. Hazırda bulunursa ona işaret ederek, “hazihi talik” veya ona hitap ederek “enti talik” diyebilir.
Erkek kendisi talâk akdini Arapça okuyamaz, okumak için vekil de tutamazsa, talik kelimesinin karşılığı olan her dildeki bir kelimeyle okuyabilir.
2468- Geçici evliliğin talâkı olmaz. Kadının serbest olması, müddetin bitmesi veya erkek tarafından bağışlanmasıyla olur. Mesela şöyle der, müddeti sana bağışladım, yeterlidir. Şahit tutmasına ve kadının temiz olmasına da gerek yoktur.