Eserleri » Tam İlmihal
Arama:
HAVALE HÜKÜMLERİ →
← VEKÂLET HÜKÜMLERİ
BORÇ HÜKÜMLERİ
Müminlere borç vermek, özellikle muhtaç olanlara, hadislerde çok tavsiye edilen müstehap amellerdendir. Hz. Peygamber(s.a) şöyle buyurmuş: kim mümin kardeşine borç verir, genişliye çıkana kadar ona zaman tanırsa, malını geri alıncaya kadar, malı çoğalır ve melekler ona rahmet gönderir.
İmam Caferi sadık (a.s) şöyle buyurur: mümin diğer bir mümin için Allah’a yaklaşmak kastıyla borç verirse, malını geri alıncaya kadar, Allah ona sadaka sevabı verir.
2232- Borçta, akit okunmasına gerek yoktur. Borç kastıyla biri bir şey verir, karşı taraf da o maksatla alırsa, sahihtir.
2233- Borçlu borcunu verdiğinde, alacaklı kabul etmelidir. Ama borcun geri ödenmesi için, alacaklı veya her ikisinin isteğiyle belli bir tarih belirlenmişse, bu durumda, alacaklı müddet dolmadan alacağını almaya bilir.
2234- Borç anlaşmasında, geri ödenmesi için bir vakit belirlenirse, vakit belirlemek borçlunun veya her ikisinin isteğiyle olmuşsa, alacaklı müddet dolmadan alacağını isteyemez. Ama müddetin belirlenme isteği alacaklı tarafından olur veya hiç müddet belirtilmemişse, alacaklı istediği zaman alacağını talep edebilir.
2235- Belli bir vakti olmayan veya vakti ulaşan borcu alacaklı talep ederse, borçlu ödeme gücüne sahipse, anında ödemelidir. Geciktirirse, günahkârdır.
2236- Borçlu, oturduğu ev ve olmadığı taktirde zahmete düşeceği ev eşyaları dışında hiçbir şeye sahip değilse (sahip olduğu ev ve eşyalar da onun toplumsal kişiliğine münasip ise) alacaklı, alacağını ondan talep edemez. borcunu ödeyebilecek duruma gelmesini beklemelidir.
2237- Borçlu olup borcunu ödeyemeyen, alış veriş yapabilirse veya işi alış veriş olursa, çalışıp borcunu ödemesi vaciptir. Bunun dışında şanına layık bir iş yapıp ihtiyatı vacip gereği borcunu ödemelidir.
2238- Borçlu, borç verene ulaşamaz, ilerde de ona veya varislerine ulaşmaktan ümidini keserse, vacip ihtiyat gereği şer’i hâkimden izin alarak, sahibinden taraf fakire vermelidir. Ancak bulacağına ümitli olursa, bekletmeli ve araştırmalıdır. Onlara ulaşamazsa, ölümünden sonra bulunmaları durumunda malından onu vermelerini vasiyet etmelidir.
2239- Ölen birinin malı onun kefen, defin ve borçları gibi vacip harcamalarından fazla değilse, varlığının bu masraflara harcanması gerekir, varislere bir şey ulaşmaz.
2240- İnsan bir miktar para, buğday veya arpa borç olarak alır, değeri düşer veya artarsa, almış olduğu miktarı, cins ve tüm özelliklerine uygun olarak geri vermesi yeterlidir. Alacaklı ve borçlu başka bir şeye razı olurlarsa, sakıncası yoktur. Borç aldığı şey değerle biçilirse, koyun gibi, borç aldığı günün değerini ödemelidir.
2241- Borç alınmış malın kendisi duruyor, alacaklı onun kendisini talep ediyorsa, borçlunun onu vermesi vacip değildir. Aynı şekilde, borçlu aldığının aynısını alacaklıya vermek isterse, alacaklının onu kabul etmesi, vacip değildir.
2242- Borç veren geri aldığında daha fazla almayı şart koşarsa, mesela; on kg buğday verir, on beş kg buğday alacağını şart koşarsa veya on adet yumurta verir on bir adet yumurta almayı şart koşarsa, faiz ve haramdır. Borçlunun verilen borçla birlikte alacaklıya bir iş yapması, borcu geri verirken yanında başka bir şeyde vermesi, mesela, bir lira borcu geri verirken yanında birde kibrit vermesini şart koşarsa, faiz ve haramdır. Aynı şekilde almış olduğu borcu özel bir şekilde geri vermeyi şart koşulursa, mesela, işlenmemiş bir miktar altın borç verir işlenmiş halde geri almayı şart koşarsa, faiz ve haramdır. Hiçbir şart olmadan borçlunun kendisi borcundan fazla vermesinin sakıncası olmadığı gibi müstehaptır.
2243- Faiz vermek faiz almak gibi haramdır. Borçlanma olayı ise sahihtir. Faizli borç alan aldığına malik olur, borç veren ise aldığı fazlalığın maliki olmaz, onda tasarruf etmesi de haramdır. Fazlalıkla aldığı bir şeyin maliki olamaz. Faiz kastı olmadan borçlu vermiş olduğu fazlalığın borç veren tarafından kullanılmasına razı olacak idiyse, alacaklının tasarruf etmesi caizdir. Aynı şekilde meselenin hükmünü bilmediğinden faiz alır, öğrendikten sonra tövbe ederse, bilmediği dönemde aldığı faizler onun için helaldir.
2244- Buğday ve benzeri şeyleri faizli olarak borç alır, onunla ziraat yaparsa, elde etmiş olduğu mahsule maliktir.
2245- Bir elbise alınır, faiz veya faizli parayla karışan parayla elbisenin borcu ödenirse, elbiseye malik olur. Onu kullanmasının ve onunla namaz kılmasının sakıncası yoktur. Elbiseyi alırken satana, bu elbiseyi faizli parayla alıyorum derse, elbisenin maliki olmaz, onu kullanması da haramdır.
2246- İnsan, birisine bir miktar para verir, başka bir şehirde ondan taraf verdiği miktardan daha az alırsa, sakıncası yoktur. Buna serfi berat denir.
2247- İnsan birisine bir şey verir, başka şehirde fazlasını alırsa, verdiği şey kiloyla tartılan ölçüyle ölçülen altın, gümüş, buğday ve benzeri şeylerden olursa, faiz ve haramdır. Fazlalığı alan o fazlalık karşısında bir şey verir veya bir iş yaparsa, fazlalığı almanın sakıncası yoktur. Banknot olarak borç verilirse, fazla alınması caiz değildir. Banknotu peşin veya veresiye başka cinsten bir banknota satılır, mesela, bir lira verir karşılığında iki dinar alırsa, sakıncası yoktur. Ancak para aynı cinsten ve veresiye olursa, fazla alınması sakıncalıdır.
2248- Tartılan ve ölçülen dışında, insanın bir başkasından alacağı olursa, onu nakit olarak daha az bir miktara borçluya veya bir başkasına satabilir. Buna göre günümüzde alacaklı borçludan almış olduğu çek veya senetleri daha az değerine banka veya bir başkasına satabilir. Buna günümüzde çek veya senet kırmak deniyor.
HAVALE HÜKÜMLERİ →
← VEKÂLET HÜKÜMLERİ
İmam Caferi sadık (a.s) şöyle buyurur: mümin diğer bir mümin için Allah’a yaklaşmak kastıyla borç verirse, malını geri alıncaya kadar, Allah ona sadaka sevabı verir.
2232- Borçta, akit okunmasına gerek yoktur. Borç kastıyla biri bir şey verir, karşı taraf da o maksatla alırsa, sahihtir.
2233- Borçlu borcunu verdiğinde, alacaklı kabul etmelidir. Ama borcun geri ödenmesi için, alacaklı veya her ikisinin isteğiyle belli bir tarih belirlenmişse, bu durumda, alacaklı müddet dolmadan alacağını almaya bilir.
2234- Borç anlaşmasında, geri ödenmesi için bir vakit belirlenirse, vakit belirlemek borçlunun veya her ikisinin isteğiyle olmuşsa, alacaklı müddet dolmadan alacağını isteyemez. Ama müddetin belirlenme isteği alacaklı tarafından olur veya hiç müddet belirtilmemişse, alacaklı istediği zaman alacağını talep edebilir.
2235- Belli bir vakti olmayan veya vakti ulaşan borcu alacaklı talep ederse, borçlu ödeme gücüne sahipse, anında ödemelidir. Geciktirirse, günahkârdır.
2236- Borçlu, oturduğu ev ve olmadığı taktirde zahmete düşeceği ev eşyaları dışında hiçbir şeye sahip değilse (sahip olduğu ev ve eşyalar da onun toplumsal kişiliğine münasip ise) alacaklı, alacağını ondan talep edemez. borcunu ödeyebilecek duruma gelmesini beklemelidir.
2237- Borçlu olup borcunu ödeyemeyen, alış veriş yapabilirse veya işi alış veriş olursa, çalışıp borcunu ödemesi vaciptir. Bunun dışında şanına layık bir iş yapıp ihtiyatı vacip gereği borcunu ödemelidir.
2238- Borçlu, borç verene ulaşamaz, ilerde de ona veya varislerine ulaşmaktan ümidini keserse, vacip ihtiyat gereği şer’i hâkimden izin alarak, sahibinden taraf fakire vermelidir. Ancak bulacağına ümitli olursa, bekletmeli ve araştırmalıdır. Onlara ulaşamazsa, ölümünden sonra bulunmaları durumunda malından onu vermelerini vasiyet etmelidir.
2239- Ölen birinin malı onun kefen, defin ve borçları gibi vacip harcamalarından fazla değilse, varlığının bu masraflara harcanması gerekir, varislere bir şey ulaşmaz.
2240- İnsan bir miktar para, buğday veya arpa borç olarak alır, değeri düşer veya artarsa, almış olduğu miktarı, cins ve tüm özelliklerine uygun olarak geri vermesi yeterlidir. Alacaklı ve borçlu başka bir şeye razı olurlarsa, sakıncası yoktur. Borç aldığı şey değerle biçilirse, koyun gibi, borç aldığı günün değerini ödemelidir.
2241- Borç alınmış malın kendisi duruyor, alacaklı onun kendisini talep ediyorsa, borçlunun onu vermesi vacip değildir. Aynı şekilde, borçlu aldığının aynısını alacaklıya vermek isterse, alacaklının onu kabul etmesi, vacip değildir.
2242- Borç veren geri aldığında daha fazla almayı şart koşarsa, mesela; on kg buğday verir, on beş kg buğday alacağını şart koşarsa veya on adet yumurta verir on bir adet yumurta almayı şart koşarsa, faiz ve haramdır. Borçlunun verilen borçla birlikte alacaklıya bir iş yapması, borcu geri verirken yanında başka bir şeyde vermesi, mesela, bir lira borcu geri verirken yanında birde kibrit vermesini şart koşarsa, faiz ve haramdır. Aynı şekilde almış olduğu borcu özel bir şekilde geri vermeyi şart koşulursa, mesela, işlenmemiş bir miktar altın borç verir işlenmiş halde geri almayı şart koşarsa, faiz ve haramdır. Hiçbir şart olmadan borçlunun kendisi borcundan fazla vermesinin sakıncası olmadığı gibi müstehaptır.
2243- Faiz vermek faiz almak gibi haramdır. Borçlanma olayı ise sahihtir. Faizli borç alan aldığına malik olur, borç veren ise aldığı fazlalığın maliki olmaz, onda tasarruf etmesi de haramdır. Fazlalıkla aldığı bir şeyin maliki olamaz. Faiz kastı olmadan borçlu vermiş olduğu fazlalığın borç veren tarafından kullanılmasına razı olacak idiyse, alacaklının tasarruf etmesi caizdir. Aynı şekilde meselenin hükmünü bilmediğinden faiz alır, öğrendikten sonra tövbe ederse, bilmediği dönemde aldığı faizler onun için helaldir.
2244- Buğday ve benzeri şeyleri faizli olarak borç alır, onunla ziraat yaparsa, elde etmiş olduğu mahsule maliktir.
2245- Bir elbise alınır, faiz veya faizli parayla karışan parayla elbisenin borcu ödenirse, elbiseye malik olur. Onu kullanmasının ve onunla namaz kılmasının sakıncası yoktur. Elbiseyi alırken satana, bu elbiseyi faizli parayla alıyorum derse, elbisenin maliki olmaz, onu kullanması da haramdır.
2246- İnsan, birisine bir miktar para verir, başka bir şehirde ondan taraf verdiği miktardan daha az alırsa, sakıncası yoktur. Buna serfi berat denir.
2247- İnsan birisine bir şey verir, başka şehirde fazlasını alırsa, verdiği şey kiloyla tartılan ölçüyle ölçülen altın, gümüş, buğday ve benzeri şeylerden olursa, faiz ve haramdır. Fazlalığı alan o fazlalık karşısında bir şey verir veya bir iş yaparsa, fazlalığı almanın sakıncası yoktur. Banknot olarak borç verilirse, fazla alınması caiz değildir. Banknotu peşin veya veresiye başka cinsten bir banknota satılır, mesela, bir lira verir karşılığında iki dinar alırsa, sakıncası yoktur. Ancak para aynı cinsten ve veresiye olursa, fazla alınması sakıncalıdır.
2248- Tartılan ve ölçülen dışında, insanın bir başkasından alacağı olursa, onu nakit olarak daha az bir miktara borçluya veya bir başkasına satabilir. Buna göre günümüzde alacaklı borçludan almış olduğu çek veya senetleri daha az değerine banka veya bir başkasına satabilir. Buna günümüzde çek veya senet kırmak deniyor.