Büyük Taklid Merci'i Sayın Seyyid Ali Hüseyni Sistani’nin Bürosunun Resmi İnternet Sitesi

Eserleri » Tam İlmihal

YOLCULUKTA ORUÇ HÜKÜMLERİ → ← SADECE KAZAYI GEREKTİREN DURUMLAR

KAZA ORUCU İLE İLGİLİ HÜKÜMLER

1665- Deli olan bir adamın, kendine gelip iyileşince, delilik zamanında tutmadığı oruçları kaza etmesi farz değildir.

1666-
Kâfir birisi Müslüman olursa, kâfirlik döneminin oruçlarını kaza etmesi gerekmez. Ancak Müslüman olan birisi kâfir olur ve sonra yeniden Müslüman olursa, kâfirlik döneminde tutmadığı oruçların kazasını yerine getirmelidir.

1667-
Sarhoşluktan dolayı tutulmayan oruçların kazası tutulmalıdır. Hatta tedavi amacıyla yenilen bir şeyin etkisi sonucu sarhoş olunsa bile, tutulmayan oruçların kaza edilmesi gerekir.

1668-
Mazeretli olduğu için birkaç gün ramazan orucunu tutmayan kimse, sonradan özrünün ne zaman bertaraf olduğunda şüpheye düşerse, orucunu tutmadığı günler hususunda ihtimal verdiği fazla miktarı kaza etmesi farz değildir. Meselâ, ramazandan önce yolculuğa çıkan bir kimse, ramazanın beşinci mi yoksa altıncı günü mü yolculuktan döndüğünü bilmezse veya ramazanın son günlerinde yolculuğa çıkar, fakat yirmi beşinci mi, yoksa yirmi altıncı günü mü yola çıktığını bilmezse; az miktar olan beş günü kaza etmekle yetinebilir. Elbette ihtiyat gereği fazla olan miktarı, yani altı gün oruç tutması müstehaptır.

1669-
Birkaç ramazandan orucu kazaya kalan kimse, bunlardan hangisini isterse önce tutabilir; sakıncası yoktur. Ancak, eğer son ramazanın kazası için vakit dar olursa, meselâ, son ramazandan beş gün orucu kazaya kalmış olur ve sonraki ramazana da beş gün kalmış olursa, önce son ramazanın kazasını tutması daha iyidir.

1670-
Birkaç ramazandan orucu kazaya kalan kimse, niyet ederken tuttuğu orucun hangi ramazanın kazasına ait olduğunu belirtmezse, son ramazanın kazası sayılmayacağı gibi, gecikmeden dolayı gelecek keffareti de kaldırmaz.

1671-
Ramazan orucunun kazasını tutmakta olan kimse, kaza etmek için vakti dar olmazsa, öğlenden önce orucunu bozabilir. Vakit dar olursa, bozmaması daha iyidir.

1672-
Ölen birin ramazan orucunun kazasını tutan kimsenin orucu öğlenden sonra bozmaması daha iyidir.

1673-
Hastalık, hayız veya nifas nedeniyle ramazan orucunu tutmayan ve kaza oruçlarını tutabileceği bir süre geçmeden ölen kimsenin oruçlarının, kaza edilmesi gerekmez.

1674-
Ramazan ayında hastalanıp, oruç tutamayan kim-senin hastalığı sonraki ramazana kadar devam ederse, üzerine kaza gerekmez; ama her bir güne karşılık bir mud (yani yaklaşık 750 gr. olan) buğday, arpa, ekmek gibi yiyecek maddelerinden fakire vermesi gerekir. Fakat orucu tutmamasının sebebi, yolculuk gibi başka bir özürden ötürü olur ve bu özrü de gelecek ramazana kadar devam ederse, tutmadığı oruçları sonradan kaza etmeli ve farz ihtiyat gereği de her bir güne karşılık bir mud yiyecek maddesi fakire vermelidir.

1675-
Hastalık nedeniyle ramazan orucunu tutmamış olan kimse, ramazandan sonra iyileşir fakat gelecek ramazana kadar devam eden başka bir özrün çıkmasıyla oruçları kaza edemezse, [ikinci ramazandan sonra] tutmadığı oruçları kaza etmelidir. Farz ihtiyat gereği tutamadığı her oruç için fakire bir mud yiyecek de vermelidir. Yine, ramazan ayında hastalığın dışında başka bir özürden dolayı [ramazan orucunu tutmayan kimse,] eğer ramazandan sonra bu özrü ortadan kalkar; ama gelecek ramazana kadar süren bir hastalık nedeniyle oruçlarını kaza etmezse, hüküm aynıdır.

1676-
Bir özür nedeniyle ramazan ayında oruç tutmayan kimsenin özrü ramazandan sonra bertaraf olduğu hâlde kasten sonraki ramazana kadar kaza oruçlarını tutmazsa, bu oruçları sonradan kaza etmeli ve her gün için de bir mud, yani yaklaşık 750 gr. ağırlığında buğday, arpa veya benzeri bir yiyecek fakire vermelidir.

1677-
Orucun kazasında ihmal gösterip vakit daralıncaya kadar kaza orucunu tutmaz ve bu vakitte de bir özürle karşılaşırsa, sonradan bu oruçları kaza etmeli ve farz ihtiyat gereği her gün için bir mud yiyecek fakire vermelidir. Aynı şekilde özrü bertaraf olunca kaza orucunu tutmayı kararlaştırır; ama kaza etmeden vakit darlığında ikinci bir özürle karşılaşırsa, hüküm aynıdır.

1678-
Hastalığı birkaç yıl devam eden kimse iyileştikten sonra son ramazanın kazasını yerine getirmeli ve önceki yıllardan kalma her orucu için de bir mud yiyecek fakire vermelidir.

1679-
Her gün için bir mud (yaklaşık 750 gr.) yiyecek vermesi gereken kimse, birkaç günün kefaretini tek bir fakire verebilir.

1680-
Ramazan orucunun kazasını birkaç yıl geciktiren kimse, hem bu kaza oruçları tutmalı, hem de geciktirdiği birinci yıl için, her gününe bir fakire bir mud yiyecek vermelidir. İlk yılın dışındaki yıllar için bir şey farz olmaz.

1681-
Bir kimse, ramazan orucunu bilerek tutmazsa, üzerine hem kaza, hem de keffaret yani bir köle azat etmek veya altmış fakiri doyurmak veya iki ay oruç tutmak gerekir. Eğer o orucun kazasını gelecek ramazana kadar tut-mazsa, ayrıca farz ihtiyat gereği, her gün için fakire yaklaşık 750 gr. yiyecek keffaret vermesi gerekir.

1682-
Ramazan orucunu bilerek tutmayan bir kimse, aynı günde birkaç defa cinsel ilişki kurar veya istimna yapar veya orucu bozan başka bir şey yaparsa, keffaret tekrarlanmaz, tek bir keffaret ödemesi yeterlidir.

1683-
Daha önce 1371. namaz hükmünde açıkladığımız üzere, babanın ölümünden sonra kazaya kalan oruçlarını büyük erkek evladının yerine getirmesi ihtiyat gereği farzdır. Her gün için 750 gr. Yiyecek fakirlere verebilir. Varisler razı olursa, ölünün malından ödeyebilir.

1684-
Üzerinde adak orucu veya ecir orucu gibi ramazan orucundan başka farz bir orucu kalan baba, eğer bunu kaza etmeden ölürse, büyük erkek evlada onu kaza etmesi farz değildir.
YOLCULUKTA ORUÇ HÜKÜMLERİ → ← SADECE KAZAYI GEREKTİREN DURUMLAR
العربية فارسی اردو English Azərbaycan Türkçe Français