Eserleri » Tam İlmihal
Arama:
SECDE →
← KIRAAT
RÜKÛ
1009- Her rekâtta, kıraatten sonra parmak uçlarını -özellikle de başparmağı- diz kapaklarına koyacak şekilde eğilmeye "rükû" denir.
1010- İnsanın rükû miktarı eğildikten sonra ellerini dizlerine koymamasının sakıncası yoktur.
1011- İnsan normal olmayan bir şekilde rükû yaparsa, meselâ sağa veya sola eğilirse veya dizlerini öne çekerek elleri dizlerine kavuşsa bile, sahih değildir.
1012- İnsan, rükû niyetiyle eğilmelidir. Eğer başka bir maksatla, meselâ, bir haşereyi öldürmek için eğilirse, o rükû sayılmaz. Doğrulup tekrar rükû için eğilmesi gerekir ve bu ameli vasıtasıyla fazla rükün yapılmış sayılmaz; sonuç olarak da namaz batıl olmaz.
1013- İnsanın kolu veya dizi diğerlerinin kolu ve diziyle farklı olursa, meselâ, kolu uzun olur ve birazcık eğilince dizlerine ulaşırsa veya dizleri, normal insanlarınkinden daha aşağı olur ve ellerini dizlerine ulaştırması için çok eğilmesi gerekirse, normal seviyede eğilmesi gerekir.
1014- Oturarak rükû yapan kimsenin, yüzü dizlerine paralel olacak derecede eğilmesi gerekir. Yüzü, secde yerine yaklaşıncaya kadar eğilmesi, daha iyidir.
1015- Rükûda hangi zikir söylenirse yeterlidir. Ama farz ihtiyat gereği, üç defa( سُبْحَانَ اللَّهِ ) "Subhanellah" veya bir defa ( سُبْحَانَ رَبِّىَ الْعَظِيم وَ بِحَمْدِهِ )"Subhane rebbiye'l-‘ezîmi ve bihemdih" zikri söylenmelidir. Vakit dar olur veya zorunlu bir durum olursa bir kere “Subhenallâh” denilmesi yeterlidir. "Subhane rebbiye'l-‘ezîmi ve bihemdih" zikrini doğru bir şekilde teleffuz edemeyen üç kere "Subhanellâh" söyleyebilir.
1016- Rükûda söylenen zikir peş peşe ve sahih Arapçayla söylenmelidir. Zikrin üç, beş, yedi defa veya daha fazla söylenmesi, müstehaptır.
1017- Rükûda, bedenin istikrar bulması gerekir. İstikrar halinden çıkacak şekilde bedenini hareket ettirilmemesi gerekir. Hatta vacip bir zikir olmasa dahi hüküm aynıdır. Bilerek bedeninin istikrarını korumazsa, istikrar halinde zikri iade de etse farz ihtiyat gereği namazı batıldır.
1018- Rükûda farz zikir söylenirken elde olmaksızın vücudun istikrarı bozulacak şekilde hareket edilirse, vücut istikrar bulduktan sonra, zikrin ikinci kez okunması daha iyidir. Ama vücudun istikrarı bozulmayacak şekilde birazcık hareket edilir veya parmaklar oynatılırsa, sakıncası yoktur.
1019- Rükû miktarınca eğilmeden ve vücut istikrar bulmadan önce bilerek rükû zikri okunursa, namaz batıl olur. Fakat vücut istikrar bulduktan sonra yeniden zikri söylerse namazı sahihtir. Yanlışlıkla söylerse zikri yenilemeye gerek yoktur.
1020- Farz olan zikir tamamlanmadan önce, bilerek baş rükûdan kaldırılırsa, namaz batıl olur. Eğer baş yanlışlıkla kaldırılırsa zikri yenilemek gerekmez.
1021- Rükûda hatta vücut istikrar bulmadan bir kere “Subhenallâh” zikrini söyleyecek kadar dahi kalamazsa demesi vacip değildir. Fakat müstehap ihtiyat gereği, hatta bir miktarını kalkma halinde veya daha önce, mutlak kurbet kastıyla dese dahi söylemelidir.
1022- Hastalık ve benzeri sebeple rükûda vücudu istikrar bulamıyorsa, namaz sahihtir. Ama, rükû vaziyetinden çıkmadan önce farz olan "Subhane Rebbiye'l-‘ezîmi ve bi-hemdih" veya üç defa "Subhanellah" zikrini daha önce anlattığımız gibi söylemelidir.
1023- Rükû miktarınca eğilemeyen kimse, bir şeye yaslanarak rükû etmelidir. Eğer bir şeye yaslanarak da normal şekilde rükû yapamazsa, rükû denilecek kadar eğilmelidir. Bu kadar da eğilemezse, başıyla rükû için işaret etmelidir.
1024- Rükû için başıyla işaret etmesi gereken kimse başıyla da işaret edemezse, rükû niyetiyle gözlerini kapatarak zikri söylemesi ve rükûdan kalkma niyetiyle de gözlerini açması gerekir. Buna da gücü yetmezse, kalbinde rükû niyeti ederek farz ihtiyat gereği eliyle de işaret etmeli ve zikir söylemelidir. Elbette mümkünse bu durumla, otururken rükûa ima etme durumunu birleştirmelidir.
1025- Ayakta rükû yapmaya gücü yetmeyen kimse, rükû için oturduğunda eğilebiliyorsa, namazını ayakta kılmalı ve rükûu baş işaretiyle yapmalıdır. Müstehap ihtiyat gereği, daha sonra başka bir namaz kılar şöyle ki, rükû zamanı oturur ve rükû için eğilir.
1026- Rükû haddine yetiştikten sonra başını kaldırır ve tekrar rükû niyetiyle rükû miktarınca eğilirse, namaz batıl olur.
1027- Rükû zikri bittikten sonra tam doğrulmalı ve farz ihtiyat gereği vücut istikrar bulduktan sonra secdeye gidilmelidir. Eğer bilerek doğrulmadan secdeye gidilirse, namaz batıl olur. Aynı şekilde farz ihtiyata göre vücut istikrar bulmadan bilerek secdeye gidilirse yine namaz batıl olur.
1028- Rükû unutulur ve secdeye varılmadan önce hatırlanırsa, doğrulup sonra rükû yapılmalıdır ve eğer doğrulmaksızın eğildiği durumda rükûa dönerse yeterli olmaz.
1029- Alın yere vardıktan sonra rükû yapılmadığının farkına varılırsa, doğrulup rükû yapılmalıdır. İkinci secdede hatırlarsa farz ihtiyat gereği namazı batıldır.
1030- Rükûa gidilmeden önce ayakta düz durulduğu hâlde tekbir alınması, rükûda da dizlerin geri çekilmesi, sırtın düz tutulması, boynun uzatılıp sırtla dümdüz bir doğrultuda bulunması, ayakların arasına bakılması, rükû zikrinden önce veya sonra salâvat getirilmesi, rükûdan doğrulup düz durulduktan sonra beden istikrar bulunca: "Semi-‘ellahu limen hemideh" denilmesi müstehaptır.
1031- Kadınların rükûda ellerini dizlerden yukarı koyması ve dizleri geri çekmemesi müstehaptır.
SECDE →
← KIRAAT
1010- İnsanın rükû miktarı eğildikten sonra ellerini dizlerine koymamasının sakıncası yoktur.
1011- İnsan normal olmayan bir şekilde rükû yaparsa, meselâ sağa veya sola eğilirse veya dizlerini öne çekerek elleri dizlerine kavuşsa bile, sahih değildir.
1012- İnsan, rükû niyetiyle eğilmelidir. Eğer başka bir maksatla, meselâ, bir haşereyi öldürmek için eğilirse, o rükû sayılmaz. Doğrulup tekrar rükû için eğilmesi gerekir ve bu ameli vasıtasıyla fazla rükün yapılmış sayılmaz; sonuç olarak da namaz batıl olmaz.
1013- İnsanın kolu veya dizi diğerlerinin kolu ve diziyle farklı olursa, meselâ, kolu uzun olur ve birazcık eğilince dizlerine ulaşırsa veya dizleri, normal insanlarınkinden daha aşağı olur ve ellerini dizlerine ulaştırması için çok eğilmesi gerekirse, normal seviyede eğilmesi gerekir.
1014- Oturarak rükû yapan kimsenin, yüzü dizlerine paralel olacak derecede eğilmesi gerekir. Yüzü, secde yerine yaklaşıncaya kadar eğilmesi, daha iyidir.
1015- Rükûda hangi zikir söylenirse yeterlidir. Ama farz ihtiyat gereği, üç defa( سُبْحَانَ اللَّهِ ) "Subhanellah" veya bir defa ( سُبْحَانَ رَبِّىَ الْعَظِيم وَ بِحَمْدِهِ )"Subhane rebbiye'l-‘ezîmi ve bihemdih" zikri söylenmelidir. Vakit dar olur veya zorunlu bir durum olursa bir kere “Subhenallâh” denilmesi yeterlidir. "Subhane rebbiye'l-‘ezîmi ve bihemdih" zikrini doğru bir şekilde teleffuz edemeyen üç kere "Subhanellâh" söyleyebilir.
1016- Rükûda söylenen zikir peş peşe ve sahih Arapçayla söylenmelidir. Zikrin üç, beş, yedi defa veya daha fazla söylenmesi, müstehaptır.
1017- Rükûda, bedenin istikrar bulması gerekir. İstikrar halinden çıkacak şekilde bedenini hareket ettirilmemesi gerekir. Hatta vacip bir zikir olmasa dahi hüküm aynıdır. Bilerek bedeninin istikrarını korumazsa, istikrar halinde zikri iade de etse farz ihtiyat gereği namazı batıldır.
1018- Rükûda farz zikir söylenirken elde olmaksızın vücudun istikrarı bozulacak şekilde hareket edilirse, vücut istikrar bulduktan sonra, zikrin ikinci kez okunması daha iyidir. Ama vücudun istikrarı bozulmayacak şekilde birazcık hareket edilir veya parmaklar oynatılırsa, sakıncası yoktur.
1019- Rükû miktarınca eğilmeden ve vücut istikrar bulmadan önce bilerek rükû zikri okunursa, namaz batıl olur. Fakat vücut istikrar bulduktan sonra yeniden zikri söylerse namazı sahihtir. Yanlışlıkla söylerse zikri yenilemeye gerek yoktur.
1020- Farz olan zikir tamamlanmadan önce, bilerek baş rükûdan kaldırılırsa, namaz batıl olur. Eğer baş yanlışlıkla kaldırılırsa zikri yenilemek gerekmez.
1021- Rükûda hatta vücut istikrar bulmadan bir kere “Subhenallâh” zikrini söyleyecek kadar dahi kalamazsa demesi vacip değildir. Fakat müstehap ihtiyat gereği, hatta bir miktarını kalkma halinde veya daha önce, mutlak kurbet kastıyla dese dahi söylemelidir.
1022- Hastalık ve benzeri sebeple rükûda vücudu istikrar bulamıyorsa, namaz sahihtir. Ama, rükû vaziyetinden çıkmadan önce farz olan "Subhane Rebbiye'l-‘ezîmi ve bi-hemdih" veya üç defa "Subhanellah" zikrini daha önce anlattığımız gibi söylemelidir.
1023- Rükû miktarınca eğilemeyen kimse, bir şeye yaslanarak rükû etmelidir. Eğer bir şeye yaslanarak da normal şekilde rükû yapamazsa, rükû denilecek kadar eğilmelidir. Bu kadar da eğilemezse, başıyla rükû için işaret etmelidir.
1024- Rükû için başıyla işaret etmesi gereken kimse başıyla da işaret edemezse, rükû niyetiyle gözlerini kapatarak zikri söylemesi ve rükûdan kalkma niyetiyle de gözlerini açması gerekir. Buna da gücü yetmezse, kalbinde rükû niyeti ederek farz ihtiyat gereği eliyle de işaret etmeli ve zikir söylemelidir. Elbette mümkünse bu durumla, otururken rükûa ima etme durumunu birleştirmelidir.
1025- Ayakta rükû yapmaya gücü yetmeyen kimse, rükû için oturduğunda eğilebiliyorsa, namazını ayakta kılmalı ve rükûu baş işaretiyle yapmalıdır. Müstehap ihtiyat gereği, daha sonra başka bir namaz kılar şöyle ki, rükû zamanı oturur ve rükû için eğilir.
1026- Rükû haddine yetiştikten sonra başını kaldırır ve tekrar rükû niyetiyle rükû miktarınca eğilirse, namaz batıl olur.
1027- Rükû zikri bittikten sonra tam doğrulmalı ve farz ihtiyat gereği vücut istikrar bulduktan sonra secdeye gidilmelidir. Eğer bilerek doğrulmadan secdeye gidilirse, namaz batıl olur. Aynı şekilde farz ihtiyata göre vücut istikrar bulmadan bilerek secdeye gidilirse yine namaz batıl olur.
1028- Rükû unutulur ve secdeye varılmadan önce hatırlanırsa, doğrulup sonra rükû yapılmalıdır ve eğer doğrulmaksızın eğildiği durumda rükûa dönerse yeterli olmaz.
1029- Alın yere vardıktan sonra rükû yapılmadığının farkına varılırsa, doğrulup rükû yapılmalıdır. İkinci secdede hatırlarsa farz ihtiyat gereği namazı batıldır.
1030- Rükûa gidilmeden önce ayakta düz durulduğu hâlde tekbir alınması, rükûda da dizlerin geri çekilmesi, sırtın düz tutulması, boynun uzatılıp sırtla dümdüz bir doğrultuda bulunması, ayakların arasına bakılması, rükû zikrinden önce veya sonra salâvat getirilmesi, rükûdan doğrulup düz durulduktan sonra beden istikrar bulunca: "Semi-‘ellahu limen hemideh" denilmesi müstehaptır.
1031- Kadınların rükûda ellerini dizlerden yukarı koyması ve dizleri geri çekmemesi müstehaptır.