Eserleri » Tam İlmihal
Arama:
TERTİP ÜZERE KILINAN NAMAZLAR →
← Sabah Namazının Vakti
NAMAZ VAKİTLERİYLE İLGİLİ HÜKÜMLER
730- İnsan ancak, vaktin girdiğinden emin olduğunda veya iki adil şahidin bunu bildirdiğinde, namaz kılmaya başlayabilir. Dakik olarak namaz vaktine riayet ettiğine emin olduğumuz kişinin ezanına veya haberine güvenildiği taktirde bir kişinin haberi de yeterlidir.
731- Kör veya hapiste olan ve vaktin girdiğine emin olamayan kimseler, vaktin girdiğine emin olacakları şekilde namazı geciktirmeleri gerekir. Bulut, toz bulutu gibi doğal bir engelden dolayı, vaktin girdiğine emin olunamayan durumlarda da, ihtiyaten farz olarak hüküm aynıdır.
732- Açıkladığımız yollardan biriyle kendisine namaz vaktinin girdiği kesinleşen kimse, namaz kılmaya başlar ve namaz esnasında namaz vaktinin girmediğini anlarsa, namazı batıldır. Namazdan sonra, namazın tamamını vaktinden önce kıldığını anlarsa, yine namazı batıldır. Namaz esnasında vaktin girdiğini anlarsa veya namaz bittikten sonra, namaz kıldığı anda vaktin girmiş olduğunu anlarsa namazı sahihtir.
733- İnsan ancak, namaz vaktinin girdiğinden emin olduktan sonra namaza başlaması gerektiğinin farkında olmaz; ama namazdan sonra namazın hepsini vaktinde kıldığını anlarsa, namazı sahihtir. Ama namazın bütününü vaktinden önce kıldığını veya önce mi, yoksa vaktinde mi kıldığını bilmezse namazı batıldır. Hatta namazdan sonra, namaz esnasında vaktin girmiş olduğunu anlasa dahi, namazını yeniden kılmalıdır.
734- Vaktin girdiğinden emin olup namaza başlar ancak namazda iken vaktin girip girmediğinden şüpheye düşerse, namazı batıl olur. Ama namazda iken, vaktin girdiğinden emin olur ancak namazın şimdiye kadar kıldığı kadarının vakit içinde olup olmadığından şüpheye düşerse, namazı sahihtir.
735- Namaz vakti öylesine dar olur ki bazı müstehap-ların yapılması durumunda, namazın bir miktarı vakit dışında kılınacak olursa, o müstehaplar yapılmamalıdır. Örneğin, kunut okunduğunda namazın bir miktarı vakit dışında kılınacaksa, kunut okunmamalıdır. Eğer müstehap ameli yaparsa; en azından namazının bir rekâtı vaktinde kılınmışsa, namazı sahih olur.
736- Sadece bir rekât namaz kılınacak kadar vakit kalırsa, namaz eda niyetiyle kılınmalıdır. Ancak bilerek bu zamana kadar namaz geciktirilmemelidir.
737- Yolcu olmayan kimsenin akşama sadece beş rekât kılabilecek ölçüde vakti kalırsa, öğlen ve ikindi namazlarının her ikisini de sırasına göre kılmalıdır. Eğer daha az vakit kalmışsa, yalnızca ikindi namazını kılmalı ve sonra öğlen namazını kaza etmelidir. Gece yarısına beş rekât kılınacak kadar vakit kalırsa, akşam ve yatsı namazları sırasıyla kılınmalıdır; eğer daha az vakit kalırsa, önce yatsı namazı ve daha sonra akşam namazı kılınmalıdır. Ancak farz ihtiyat gereği akşam namazı eda ve kaza olduğu niyet edilmeksizin kılınmalıdır.
738- Yolcu olan bir kimsenin akşama, üç rekât namaz kılacak kadar vakti kalırsa, öğlen ve ikindi namazını sırasıyla kılmalı ve eğer daha az vakti kalırsa, sadece ikindiyi kılmalı ve daha sonra öğleni kaza etmelidir. Gece yarısına dört rekât namaz kılacak kadar vakit kalırsa, akşam ve yatsı namazını sırasıyla kılmalıdır. Üç rekât namaz kılacak kadar vakit varsa, önce yatsı namazını kılmalı, böylece akşam namazının bir rekâtını vaktinde yerine getirmiş olur. Eğer üç rekâttan daha az vakit kalırsa, yalnızca yatsıyı kılmalı ve daha sonra eda ve kaza olduğunu niyet etmeksizin akşam namazını kılmalıdır. Eğer yatsıyı kıldıktan sonra, gece yarısına bir rekât veya daha fazla kılınacak kadar vakit kaldığı anlaşılırsa, hemen akşam namazını eda niyetiyle kılması gerekir.
739- Namazın ilk vakitte kılınması, müstehaptır. Bu konu özellikle tavsiye edilmiştir. Vaktin evveline ne kadar yakın olursa daha iyidir. Fazilet vaktinin geçmemesi şartıyla, cemaatle kılınması gibi iyi bir yönü olursa, geciktirmenin sakıncası yoktur.
740- Vaktin evvelinde namaz kılmak istediğinde özrü olduğundan dolayı teyemmüm ederek namaz kılması gereken kimse, vaktin sonuna kadar özrünün ortadan kalkacağından ümidini keserse veya geciktirirse teyemmüm dahi alamayacağını bilir veya buna ihtimal verirse, vaktin evvelinde teyemmüm ederek namaz kılabilir. Ama özrünün kalkmasından ümidini kesmezse, özrü kalkana veya ümidini kesene kadar sabretmelidir. Sonra da özrü kalkmazsa vaktin sonunda namazını kılmalıdır. Namazın sadece farzlarını kılacak kadar beklemeğe gerek yoktur. Örneğin ezan, ikame, kunut gibi müstehapları yapmak için de vakti varsa, teyemmüm edebilir ve müstehapları da yerine getirebilir. Teyemmüm dışındaki diğer özürlerde, özrünün ortadan kalkacağından ümidini kesmese dahi vaktin başlangıcında namazını kılabilir. Vaktin ortasında özrü kalkarsa, bazı yerlerde namazını yenilemesi gerekir.
741- Namaz hükümlerini bilmeyen ve bu yüzden de sahih bir şekilde namazını kılamayan veya namazdaki şüphelerin hükmünü bilmiyorsa; bu hükümlerden biriyle namazda karşılaşacağını ve öğrenmediği için bir farzı terk etmek zorunda kalacağına veya harama bulaşacağına ihtimal verirse, bunları öğrenmek için namazını geciktirmelidir. Ama doğru bir şekilde namazını kılacağını ümidiyle namaza başlar, namazda da böyle bir durumla karşılaşmazsa, namazı doğrudur. Fakat hükmünü bilmediği bir konuyla karşılaşırsa vazifesi olduğuna ihtimal verdiği iki taraftan birine amel etmeli ve namazı tamamlamalıdır. Daha sonra hükmü sormalı, batıl olmuşsa namazını yenilemeli, doğru ise iade etmesine gerek yoktur.
742- Namaz için vakit müsait olur, alacaklı da alacağını isterse mümkün olduğu takdirde önce borç verilmeli ve daha sonra namaz kılınmalıdır. Yine acele yapılması gereken farz bir işle karşılaşılırsa, önce o iş yapılmalıdır. Meselâ, caminin necis olduğu görülürse, önce cami temizlenmeli ve daha sonra namaz kılınmalıdır. Böyle bir durumda önce namaz kılınırsa, günah işlenmiş olur; ama kılınan namaz sahihtir.
TERTİP ÜZERE KILINAN NAMAZLAR →
← Sabah Namazının Vakti
731- Kör veya hapiste olan ve vaktin girdiğine emin olamayan kimseler, vaktin girdiğine emin olacakları şekilde namazı geciktirmeleri gerekir. Bulut, toz bulutu gibi doğal bir engelden dolayı, vaktin girdiğine emin olunamayan durumlarda da, ihtiyaten farz olarak hüküm aynıdır.
732- Açıkladığımız yollardan biriyle kendisine namaz vaktinin girdiği kesinleşen kimse, namaz kılmaya başlar ve namaz esnasında namaz vaktinin girmediğini anlarsa, namazı batıldır. Namazdan sonra, namazın tamamını vaktinden önce kıldığını anlarsa, yine namazı batıldır. Namaz esnasında vaktin girdiğini anlarsa veya namaz bittikten sonra, namaz kıldığı anda vaktin girmiş olduğunu anlarsa namazı sahihtir.
733- İnsan ancak, namaz vaktinin girdiğinden emin olduktan sonra namaza başlaması gerektiğinin farkında olmaz; ama namazdan sonra namazın hepsini vaktinde kıldığını anlarsa, namazı sahihtir. Ama namazın bütününü vaktinden önce kıldığını veya önce mi, yoksa vaktinde mi kıldığını bilmezse namazı batıldır. Hatta namazdan sonra, namaz esnasında vaktin girmiş olduğunu anlasa dahi, namazını yeniden kılmalıdır.
734- Vaktin girdiğinden emin olup namaza başlar ancak namazda iken vaktin girip girmediğinden şüpheye düşerse, namazı batıl olur. Ama namazda iken, vaktin girdiğinden emin olur ancak namazın şimdiye kadar kıldığı kadarının vakit içinde olup olmadığından şüpheye düşerse, namazı sahihtir.
735- Namaz vakti öylesine dar olur ki bazı müstehap-ların yapılması durumunda, namazın bir miktarı vakit dışında kılınacak olursa, o müstehaplar yapılmamalıdır. Örneğin, kunut okunduğunda namazın bir miktarı vakit dışında kılınacaksa, kunut okunmamalıdır. Eğer müstehap ameli yaparsa; en azından namazının bir rekâtı vaktinde kılınmışsa, namazı sahih olur.
736- Sadece bir rekât namaz kılınacak kadar vakit kalırsa, namaz eda niyetiyle kılınmalıdır. Ancak bilerek bu zamana kadar namaz geciktirilmemelidir.
737- Yolcu olmayan kimsenin akşama sadece beş rekât kılabilecek ölçüde vakti kalırsa, öğlen ve ikindi namazlarının her ikisini de sırasına göre kılmalıdır. Eğer daha az vakit kalmışsa, yalnızca ikindi namazını kılmalı ve sonra öğlen namazını kaza etmelidir. Gece yarısına beş rekât kılınacak kadar vakit kalırsa, akşam ve yatsı namazları sırasıyla kılınmalıdır; eğer daha az vakit kalırsa, önce yatsı namazı ve daha sonra akşam namazı kılınmalıdır. Ancak farz ihtiyat gereği akşam namazı eda ve kaza olduğu niyet edilmeksizin kılınmalıdır.
738- Yolcu olan bir kimsenin akşama, üç rekât namaz kılacak kadar vakti kalırsa, öğlen ve ikindi namazını sırasıyla kılmalı ve eğer daha az vakti kalırsa, sadece ikindiyi kılmalı ve daha sonra öğleni kaza etmelidir. Gece yarısına dört rekât namaz kılacak kadar vakit kalırsa, akşam ve yatsı namazını sırasıyla kılmalıdır. Üç rekât namaz kılacak kadar vakit varsa, önce yatsı namazını kılmalı, böylece akşam namazının bir rekâtını vaktinde yerine getirmiş olur. Eğer üç rekâttan daha az vakit kalırsa, yalnızca yatsıyı kılmalı ve daha sonra eda ve kaza olduğunu niyet etmeksizin akşam namazını kılmalıdır. Eğer yatsıyı kıldıktan sonra, gece yarısına bir rekât veya daha fazla kılınacak kadar vakit kaldığı anlaşılırsa, hemen akşam namazını eda niyetiyle kılması gerekir.
739- Namazın ilk vakitte kılınması, müstehaptır. Bu konu özellikle tavsiye edilmiştir. Vaktin evveline ne kadar yakın olursa daha iyidir. Fazilet vaktinin geçmemesi şartıyla, cemaatle kılınması gibi iyi bir yönü olursa, geciktirmenin sakıncası yoktur.
740- Vaktin evvelinde namaz kılmak istediğinde özrü olduğundan dolayı teyemmüm ederek namaz kılması gereken kimse, vaktin sonuna kadar özrünün ortadan kalkacağından ümidini keserse veya geciktirirse teyemmüm dahi alamayacağını bilir veya buna ihtimal verirse, vaktin evvelinde teyemmüm ederek namaz kılabilir. Ama özrünün kalkmasından ümidini kesmezse, özrü kalkana veya ümidini kesene kadar sabretmelidir. Sonra da özrü kalkmazsa vaktin sonunda namazını kılmalıdır. Namazın sadece farzlarını kılacak kadar beklemeğe gerek yoktur. Örneğin ezan, ikame, kunut gibi müstehapları yapmak için de vakti varsa, teyemmüm edebilir ve müstehapları da yerine getirebilir. Teyemmüm dışındaki diğer özürlerde, özrünün ortadan kalkacağından ümidini kesmese dahi vaktin başlangıcında namazını kılabilir. Vaktin ortasında özrü kalkarsa, bazı yerlerde namazını yenilemesi gerekir.
741- Namaz hükümlerini bilmeyen ve bu yüzden de sahih bir şekilde namazını kılamayan veya namazdaki şüphelerin hükmünü bilmiyorsa; bu hükümlerden biriyle namazda karşılaşacağını ve öğrenmediği için bir farzı terk etmek zorunda kalacağına veya harama bulaşacağına ihtimal verirse, bunları öğrenmek için namazını geciktirmelidir. Ama doğru bir şekilde namazını kılacağını ümidiyle namaza başlar, namazda da böyle bir durumla karşılaşmazsa, namazı doğrudur. Fakat hükmünü bilmediği bir konuyla karşılaşırsa vazifesi olduğuna ihtimal verdiği iki taraftan birine amel etmeli ve namazı tamamlamalıdır. Daha sonra hükmü sormalı, batıl olmuşsa namazını yenilemeli, doğru ise iade etmesine gerek yoktur.
742- Namaz için vakit müsait olur, alacaklı da alacağını isterse mümkün olduğu takdirde önce borç verilmeli ve daha sonra namaz kılınmalıdır. Yine acele yapılması gereken farz bir işle karşılaşılırsa, önce o iş yapılmalıdır. Meselâ, caminin necis olduğu görülürse, önce cami temizlenmeli ve daha sonra namaz kılınmalıdır. Böyle bir durumda önce namaz kılınırsa, günah işlenmiş olur; ama kılınan namaz sahihtir.