Eserleri » SADE BİR ANLATIMLA KADINLARA ÖZEL HÜKÜMLER
Arama:
HAYIZ HAKKINDA BİR SÖYLEŞİ →
HAYIZ HAKKINDA BİR SÖYLEŞİ>>> Önsöz >>> HATIRLATMA
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
مَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِّن ذَكَرٍ أَوْ أُنثَى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيَاةً طَيِّبَةً وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَجْرَهُم بِأَحْسَنِ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ
Erkek veya kadın, kim mümin olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz. (Nahl 97)
Yüce İslam dini kadının saygınlığına dair en güzel örneği sunarak onun hüviyeti, görevleri, sorumlulukları ve yeteneklerine ziynet vermiştir; asla kadının makam ve değerini azaltmak peşinde olmamıştır.
Dini öğretilere müracaat ettiğimizde İslam dininin, doğumundan olgunlaştığı güne kadar kadını hep en üstün kemal mertebelerinde yücelttiğini görürüz. Öyle ki onun kemali için bir sınırlama koymamıştır. Din, kadının iffetine uygun hükümler vaz etmek suretiyle takvayı onun vücudunda yeşertmiş ve daima ilahi bir koruma altında olduğunu vurgulamıştır. Böylece korku ile ümit arasında çaba sarf etme duygusunu onda geliştirmiş; karşı cinsten –erkekten – önce onu şer’i görevlerle sorumlu olma ve Yüce Allah ile direkt irtibat kurma şerefine ulaştırmıştır.Fıtratında olan iffete şer’i boyut kazandırarak onu şehvet düşkünlerinin ulaşamayacağı şekilde örtmüş; güzelliklerini sağlam bir kaleyle koruma altına almıştır. Bununla birlikte ona irade serbestisi sunmuştur. Öyle ki dini öğretilerde erkek-kadın eşitliği herkesçe bilinen bir gerçektir.
Kadını, zatındaki güzel ıtrı ile her tarafa hoş koku yayan bir reyhane gibi gören İslam dinindeki anlayışla onu insanlık makamından aşağıda gören eski cahiliyet anlayışı arasında çok uçurum vardır. Aynı şekilde modern cahiliye döneminde de kadının fiziki ve psikolojik özelliklerini görmezden gelen anlayış son derece farklıdır.
Kur’an-ı Kerim eski cahiliye anlayışını şu şekilde ifade ediyor:
وَإِذَا بُشِّرَ أَحَدُهُمْ بِالأُنثَى ظَلَّ وَجْهُهُ مُسْوَدًّا وَهُوَ كَظِيمٌيَتَوَارَى مِنَ الْقَوْمِ مِن سُوءِ مَا بُشِّرَ بِهِ أَيُمْسِكُهُ عَلَى هُونٍ أَمْ يَدُسُّهُ فِي التُّرَابِ
Onlardan biri, kız ile müjdelendiği zaman içi öfke ile dolarak yüzü simsiyah kesilir! Kendisine verilen kötü müjde (!) yüzünden halktan gizlenir. Şimdi onu, aşağılanmış olarak yanında tutacak mı, yoksa toprağa mı gömecek? (Nahl 58-59)
Binaenaleyh bu cahiliyetten biri kadını sınırlamış, onun gerçek rolünü ihmal etmiş ve Yaratıcının hikmete aykırı davrandığı vehmine kapılmıştır. Diğer cahiliyet ise onu alış-veriş mallarının reklam ve pazarlamasında erkeğin hayvani içgüdüsünü tahrik edici bir unsur olarak kullanmıştır. Modern cahiliyet, kadının ailedeki rolünü lağvetmiş ve böylece aile sisteminin çöküşünü sağlamıştır.
Kadının varlığının bazı alanlarda merkezi öneme haiz olduğu ve ondan başkasının rol ifa edemeyeceğini söylersek abartı yapmış olmayız. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً
Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir.
Kadın ve erkek insanlık konusunda eşittirler. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim her ikisini de bir beyanda muhatap alarak şöyle buyurmuştur:
فَاسْتَجَابَ لَهُمْ رَبُّهُمْ أَنِّي لاَ أُضِيعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِّنكُم مِّن ذَكَرٍ أَوْ أُنثَى
Rableri, onlara şu karşılığı verdi: “Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. (Ali İmran 195).
Kadın, çocukları kucağında eğiten örnek bir öğretmen ve toplumun dağılmasını önleyen sapasağlam bir kaledir. O, peygamberlerin ve Allah dostlarının annesidir.
Ey Müslüman hanımefendi! Dini medeniyet ile diğer medeniyetleri mukayese et ve bunlardan hangisinin bir kadın için saadet getirmiş olduğunu gör. Acaba hangi koşullarda kadın huzur ve asayişe kavuşabilir? İslam yasalarında anne ve eşin hakları konusu üzerinde iyice düşün ve gerçekleri gör.
Kadının diğer felsefelerin girdabına kapıldığında nasıl da konumunu kaybettiğini ve en ucuz bedeller karşılığında satıldığını gör… Tabi ki bu onun dünyevi konumu, kim bilir uhrevi konumu nasıl olacak…
Dünyanın nasıl bir yöne doğru gittiğini kendi gözlerinle gör! Boşanma istatistikleri, intihar vakaları, evlilik yaşlarının ilerlemesi, ailelerin dağılması, çocukların sevgi ve şefkatten mahrum kalışları, kadınları tehdit eden tehlikeler, kadınların pazarlanması, tatmin edilmeyen duygu ve istekler gibi konuların değerlendirmesini yap.
Binaenaleyh dini açıdan kadın ve erkek insanlık ve tekâmül konusunda eşittir. Kadın, hidayet yolunu kat ederek Yüce Allah’a doğru yükselmeli; böylece uhrevi saadete nail olmalıdır. O halde kendisiyle ilgili hükümlere tam anlamıyla vakıf olmalı ve daima şer’i hükümleri öğrenip onlara bağlı kalmak için çaba sarf etmelidir. Bu amaca hizmet etmesi adına bu broşürü hazırladık. Broşürde kadınlarla ilgili şer’i hükümleri bir söyleşi halinde sunduk. Ümit ederiz ki kadın, dünya ve ahiretteki yüce konumuna ulaşabilsin.
Ahmet Eşkuri
HAYIZ HAKKINDA BİR SÖYLEŞİ →
مَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِّن ذَكَرٍ أَوْ أُنثَى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيَاةً طَيِّبَةً وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَجْرَهُم بِأَحْسَنِ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ
Erkek veya kadın, kim mümin olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz. (Nahl 97)
Yüce İslam dini kadının saygınlığına dair en güzel örneği sunarak onun hüviyeti, görevleri, sorumlulukları ve yeteneklerine ziynet vermiştir; asla kadının makam ve değerini azaltmak peşinde olmamıştır.
Dini öğretilere müracaat ettiğimizde İslam dininin, doğumundan olgunlaştığı güne kadar kadını hep en üstün kemal mertebelerinde yücelttiğini görürüz. Öyle ki onun kemali için bir sınırlama koymamıştır. Din, kadının iffetine uygun hükümler vaz etmek suretiyle takvayı onun vücudunda yeşertmiş ve daima ilahi bir koruma altında olduğunu vurgulamıştır. Böylece korku ile ümit arasında çaba sarf etme duygusunu onda geliştirmiş; karşı cinsten –erkekten – önce onu şer’i görevlerle sorumlu olma ve Yüce Allah ile direkt irtibat kurma şerefine ulaştırmıştır.Fıtratında olan iffete şer’i boyut kazandırarak onu şehvet düşkünlerinin ulaşamayacağı şekilde örtmüş; güzelliklerini sağlam bir kaleyle koruma altına almıştır. Bununla birlikte ona irade serbestisi sunmuştur. Öyle ki dini öğretilerde erkek-kadın eşitliği herkesçe bilinen bir gerçektir.
Kadını, zatındaki güzel ıtrı ile her tarafa hoş koku yayan bir reyhane gibi gören İslam dinindeki anlayışla onu insanlık makamından aşağıda gören eski cahiliyet anlayışı arasında çok uçurum vardır. Aynı şekilde modern cahiliye döneminde de kadının fiziki ve psikolojik özelliklerini görmezden gelen anlayış son derece farklıdır.
Kur’an-ı Kerim eski cahiliye anlayışını şu şekilde ifade ediyor:
وَإِذَا بُشِّرَ أَحَدُهُمْ بِالأُنثَى ظَلَّ وَجْهُهُ مُسْوَدًّا وَهُوَ كَظِيمٌيَتَوَارَى مِنَ الْقَوْمِ مِن سُوءِ مَا بُشِّرَ بِهِ أَيُمْسِكُهُ عَلَى هُونٍ أَمْ يَدُسُّهُ فِي التُّرَابِ
Onlardan biri, kız ile müjdelendiği zaman içi öfke ile dolarak yüzü simsiyah kesilir! Kendisine verilen kötü müjde (!) yüzünden halktan gizlenir. Şimdi onu, aşağılanmış olarak yanında tutacak mı, yoksa toprağa mı gömecek? (Nahl 58-59)
Binaenaleyh bu cahiliyetten biri kadını sınırlamış, onun gerçek rolünü ihmal etmiş ve Yaratıcının hikmete aykırı davrandığı vehmine kapılmıştır. Diğer cahiliyet ise onu alış-veriş mallarının reklam ve pazarlamasında erkeğin hayvani içgüdüsünü tahrik edici bir unsur olarak kullanmıştır. Modern cahiliyet, kadının ailedeki rolünü lağvetmiş ve böylece aile sisteminin çöküşünü sağlamıştır.
Kadının varlığının bazı alanlarda merkezi öneme haiz olduğu ve ondan başkasının rol ifa edemeyeceğini söylersek abartı yapmış olmayız. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً
Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir.
Kadın ve erkek insanlık konusunda eşittirler. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim her ikisini de bir beyanda muhatap alarak şöyle buyurmuştur:
فَاسْتَجَابَ لَهُمْ رَبُّهُمْ أَنِّي لاَ أُضِيعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِّنكُم مِّن ذَكَرٍ أَوْ أُنثَى
Rableri, onlara şu karşılığı verdi: “Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. (Ali İmran 195).
Kadın, çocukları kucağında eğiten örnek bir öğretmen ve toplumun dağılmasını önleyen sapasağlam bir kaledir. O, peygamberlerin ve Allah dostlarının annesidir.
Ey Müslüman hanımefendi! Dini medeniyet ile diğer medeniyetleri mukayese et ve bunlardan hangisinin bir kadın için saadet getirmiş olduğunu gör. Acaba hangi koşullarda kadın huzur ve asayişe kavuşabilir? İslam yasalarında anne ve eşin hakları konusu üzerinde iyice düşün ve gerçekleri gör.
Kadının diğer felsefelerin girdabına kapıldığında nasıl da konumunu kaybettiğini ve en ucuz bedeller karşılığında satıldığını gör… Tabi ki bu onun dünyevi konumu, kim bilir uhrevi konumu nasıl olacak…
Dünyanın nasıl bir yöne doğru gittiğini kendi gözlerinle gör! Boşanma istatistikleri, intihar vakaları, evlilik yaşlarının ilerlemesi, ailelerin dağılması, çocukların sevgi ve şefkatten mahrum kalışları, kadınları tehdit eden tehlikeler, kadınların pazarlanması, tatmin edilmeyen duygu ve istekler gibi konuların değerlendirmesini yap.
Binaenaleyh dini açıdan kadın ve erkek insanlık ve tekâmül konusunda eşittir. Kadın, hidayet yolunu kat ederek Yüce Allah’a doğru yükselmeli; böylece uhrevi saadete nail olmalıdır. O halde kendisiyle ilgili hükümlere tam anlamıyla vakıf olmalı ve daima şer’i hükümleri öğrenip onlara bağlı kalmak için çaba sarf etmelidir. Bu amaca hizmet etmesi adına bu broşürü hazırladık. Broşürde kadınlarla ilgili şer’i hükümleri bir söyleşi halinde sunduk. Ümit ederiz ki kadın, dünya ve ahiretteki yüce konumuna ulaşabilsin.
Ahmet Eşkuri